UNUTKAN SİNCAP MASALI
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde
Masallar ülkesinde, güzel bir orman varmış.
Bu şirin ormanda ki ağaçlar güneşin ışıklarından faydalanmak için, birbirleri ile kim hızlı büyüyecek yarışı içindeymişler.Bazen kavaklar çam ağaçlarının boyunu geçiyormuş, bazen de çam ağaçları kavakların boyunu geçiyormuş. Ceviz ağaçları da, kendilerinden kısa olan, fındık ağaçları ile siz cücesiniz diye alay ediyorlarmış. Kışın bittiğini ormanda ki ıhlamur ağaçları çiçek açıp etrafa o güzel kokularını yayarak haber vermişler. Bütün hayvanlar saklandıkları yuvalarından neşe içinde dışarı çıkmışlar. Ağaçlar yeşil renkli elbiselerini yeniden giymişler.Çiçekler kendilerini en güzel renklere boyamışlar. Arıları ve kelebekleri beklemeye başlamışlar. Kuşlar taze yaprakların arasında, en güzel şarkılarını söyleme telaşına düşmüşler. Her sene bahar geldiğinde yaptıkları gibi, yine en güzel öten kuşu bulmak için kendi aralarında yarışma düzenlemişler. Ama her zaman olduğu gibi, bülbül şampiyonluğunu yine kimseye kaptırmamış. Günler bu şirin ormanda böyle geçerken, bir sabah vakti yaşlı bir ceviz ağacının kovuğunda anne sincap dört tane yavru yapmış. Hemen sincap ailesinde bir telaş başlamış. Herkes yavru sincapları beslemek için, onlara fındık, ceviz taşımış. Yavru sincaplar yavaş yavaş büyümeye başlamış. Bir ay sonra yuvalarından çıkarak, yaşlı ceviz ağacının dallarında oynamaya başlamışlar. Anneleri onları ağaçlardan aşağıya düşmemeleri için sık sık uyarmak zorunda kalıyormuş. Aylar geçtikçe yavru sincaplar büyümüş. Annelerinin yanından ayrılarak, kendilerine ayrı ayrı yuva yapmışlar. Bu yavrulardan birisinin kuyruğu beyaz renkliymiş. Rrmanda ki hayvanlar, ona beyaz kuyruk ismini takmışlar. Bu cana yakın yavru bütün ormanın sevgilisi olmuş. Beyaz kuyruk, çok yaramazmış. Ormanda ki bütün hayvanlar onu sevdikleri için, hiç kızmıyorlarmış. Günleri oyun oynayarak neşe içinde geçmiş. Ormana sonbahar gelmiş, ağaçların yeşil yaprakları sarı renk almış. Haftalar sonra yere bir bir süzülmeye başlamışlar. Anneleri yavrularını yanına çağırmış: Yavrularım bakın ağaçlar yapraklarını dökmeye başladı. Yakında kış gelecek ve bu sizin ilk kışınız olacak.
Bu ormanda eskiden fındık ve ceviz ağaçları daha çoktu.Ama seneler geçtikçe sayıları devamlı azaldı. Onun için şimdiden kışın yiyeceğiniz ceviz ve fındıklarınızı toplayarak, onları saklayın diye nasihat vermiş. Bunun üzerine onlarda, bütün sincaplar gibi ağaçların en yüksek yerlerine çıkarak, ceviz ile fındık toplamışlar. Topladıkları yiyecekleri kimseye göstermeden değişik yerlere toprağı kazarak, içine saklamışlar. Havalar birden soğumuş, buz gibi rüzgârlar esmeye başlamış. Ormanda o güzel kuş sesleri duyulmaz olmuş. Herkes yuvalarına saklanmış, yağacak karları beklemeye başlamışlar.
Beyaz kuyruk bir sabah erkenden, yuvasından başını çıkartarak, dışarıya bakmış. Gözlerine inanamamış,her taraf kuyruğunun rengindeymiş. Bu ilk defa gördüğü beyazlığı merak ederek ağaçtan aşağıya inmiş. Başlamış karla oynamaya bir süre sonra üşüyüp tekrar yuvasına dönmüş. Akşama doğru karnı acıktığını hissederek, cevizlerini sakladığı yere, karların içinde zıplaya zıplaya gitmiş, yeri kazmaya başlamış. Ama bir türlü cevizlerini ve fındıklarını bulamamış. Bu arada hava kararmış, aç bir şekilde yuvasına dönmüş. O geceyi aç olduğu için hiç uyumadan geçirmiş. Sabah hava aydınlanır aydınlanmaz tekrar cevizlerini sakladığı yerleri, kazmış kazmış ama cevizlerini bulamamış.
Ağlayarak kardeşlerinin yanına gitmiş. Onlara cevizleri sakladığı yeri bulamadığını anlatmış.Kardeşleri ona biraz yiyecek vermişler, beyaz kuyruk tekrar yuvasına dönmüş. Ertesi gün tekrar hava aydınlanır aydınlanmaz cevizleri sakladığı yerleri kazmaya başlamış. Cevizlerini yine bulamamış. Çaresizlik içinde annesine gitmiş, ondan yiyecek bir şeyler istemiş. Annesi onun karnını doyurmuş. Beyaz kuyruğa kardeşlerin yiyeceklerini sakladıkları yerleri nasıl buluyorlar, sen neden sakladığın yerleri hatırlamıyorsun diye kızmış. Beyaz kuyruk ağlamaya başlamış, annesi ona ağlama demiş, bu sana ders olsun. Ben bu tehlikeyi bildiğim için fazladan ceviz saklamıştım. Onlar ikimize de yeter diye onu teselli etmiş. Bir kış boyunca kardeşleri onunla cevizleri sakladığı yeri bulamadı, diyerek alay etmişler.Aylar sonra güneş sıcak yüzünü göstermiş. Karlar yavaş yavaş erimeye başlamışlar. Ormanı yine ıhlamur ağaçlarının kokusu sarmış. Kuşlar baharın geldiğini öbür hayvanlara ötüşleri ile müjdelemişler. Annesi beyaz kuyruğu karşısına almış. Bir sincap için en utanılacak şeyin sakladığı yiyeceklerinin yerini bulamaması olduğunu ve onun için bu kışta aynı hataya düşmemen için çok dikkatli olmasını söylemiş. Beyaz kuyruğun yaptığı hatayı, bütün ormandaki yaşayan hayvanlar duymuşlar. Onunla alay etmeye başlamışlar. Beyaz kuyruk bir gün annesinin yanına giderek. Ona kendisi ile gelmesini rica etmiş, annesi merakla beyaz kuyruğu takip etmeye başlamış. Daldan dala, ağaçtan ağaca atlamışlar. Az gitmişler, uz gitmişler arkalarına dönerek bakmışlar.Birde ne görsünler bir kavak boyu yol gitmişler.
Beyaz kuyruk sonunda durmuş ve annesine hiç ağaç olmayan bir yeri göstermiş.
Annesi oraya dikkatli bakınca gözlerine inanamamış.Beyaz kuyruğun gösterdiği yerde birçok ceviz ve fındık ağacının filizlendiğini görmüş. Beyaz kuyruk annesine bulamadığı ceviz ve fındıkları buraya gömdüğünü anlatmış.Annesi onun başını okşamış ve unutkanlığın bizleri besleyecek yeni ağaçların çıkmasına sebep oldu. Ama hayatta kalabilmek için bir daha böyle unutkanlık istemiyorum demiş. Masallar ülkesinde bu masalda anlatılmış ve bitmiş.
CENGİZ DAMAR